Değerli Kardeşim

Düğünlerde eğlenmek ve sevinçli bir günü kutlamak İslam dininde mübah, hatta teşvik edilen bir durumdur. Ancak bu kutlamaların meşruiyeti ve bu işten elde edilen kazancın hükmü, "nasıl" yapıldığına bağlı olarak değişiklik gösterir.

İslami fıkıh perspektifinden konuyu şu başlıklar altında değerlendirebiliriz:
1. Eğlencenin Mahiyeti
İslam alimlerinin genel kanaatine göre; içinde haram unsurlar barındırmayan (içki, mahremiyet ihlali, gayriahlaki sözler içeren şarkılar vb.) bir düğünde çalınan çalgı ve yapılan eğlence günah sayılmaz. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) döneminde de def çalınarak düğünlerin ilan edildiği bilinmektedir.

2. Kazancın Durumu
Eğer bir müzisyen veya organizatör iseniz, kazancın helalliği şu iki duruma göre şekillenir:
Helal Kazanç: Düğünde sadece meşru çerçevede müzik yapılıyorsa, dini değerlere aykırı olmayan eserler icra ediliyor ve İslam'ın temel yasakları (içki, edebe aykırı hareketler) çiğnenmiyorsa, bu işten elde edilen ücret helal kabul edilir.
Haram/Mekruh Kazanç: Eğer düğünde İslam'ın kesin olarak yasakladığı unsurlar (alkol servisi, müstehcenlik, dini değerlerle alay eden içerikler) ön plandaysa ve yapılan iş doğrudan bu haramlara hizmet ediyorsa, oradan elde edilen kazanç şüpheli hale gelir veya haram olarak nitelendirilebilir.

3. Genel Kaide
İslam hukukunda "Vesileler maksatların hükmünü alır" kaidesi vardır. Eğer yapılan eğlence insanların meşru bir şekilde sevinmesine vesile oluyorsa kazancı temizdir. Ancak harama zemin hazırlıyor ve haramı teşvik ediyorsa, o işten uzak durmak takva gereğidir.
"İyilik ve takva (Allah’a karşı gelmekten sakınma) üzere yardımlaşın. Günah ve düşmanlık üzere yardımlaşmayın." (Mâide Suresi, 2)

Özetle; çalgının kendisinden ziyade, o mecliste nelerin icra edildiği ve hangi ortamın oluştuğu kazancın hükmünü belirleyen temel unsurdur.

Sağlık ve selametle Kalın

Pusula Ezan